Deniz'in Merdiye Abla'yla Görüşmesi

Deniz, Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışması yüksek lisans öğrencisi olarak Merdiye Abla'yla Bulgarista vatandaşlık başvurusu hakkında bir sözlü tarih görüşmesi yaptı.

Deniz:

“Homojen bir bütün addedilen kimliklerin ve kimlikler arasında olduğu varsayılan çatışmaların çeşitli çatlaklar barındırdığını; bu çatlakların ancak hikayeler yoluyla açığa çıkarılabileceğini düşünüyorum. Hakikat ile kurulan ilişkinin fazlasıyla sarsıntıda olduğu, hakikatin pek bir kıymetinin kalmadığı bir çağda yaşadığımızdan dolayı peşinde olduğumuz anlam da bu hikayelerde yatıyor. Hikaye dinlemek ve cümlelerimi bu hikayeler üzerine kurmak istediğime karar verdikten sonra sözlü tarihin bunu yapabileceğim yollardan biri olduğunu anladım.”

Görüşmeden:

“Her sınıfın bir ismi vardı. Bizim sınıfımızın kahramanı da Vasil Levski’ydi mesela. Türkler tarafından 9 Şubat’ta asılmış. Yılını hatırlamıyorum. Ama 9 Şubat onun asıldığı tarih, onu net biliyorum mesela. Vasil Levski’ye bir ağıt yapılmış kaybından sonra. O ağıtı onun anma günlerinde söylerdik mesela, bize öğretilirdi. Hüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum. Çok- bunu çok net hatırlıyorum çünkü dördüncü beşinci sınıftaydım. Zaten beşinci sınıftan sonra göç ettik. Vasil Levski’nin ölüm yıldönümünü elli iki yaşındayım, hala unutmadım 9 Şubat’ı mesela.”

"Aramızda da her zaman bi espri konusu oldu Türklerin kaderi. Hani ıı geçmişte buraya gelmek için olağanüstü çabalar. Şimdi yeniden yani günün birinde o göç sırasındaki yoğun isteği, yaş ıı çabaları, insanların uğradıkları travmaları hatırlıyorum. Oğonları düşününce günün birinde böyle bi vatandaşlık hakkı verilcek de herkes bunu isticek, çok kişi bunu isticek. Hiç akla gelen bişey değil. Ama zaman değişiyo. O zamana da ayak uyduruyoruz bizler de."